ATAERKİL İDEOLOJİNİN TELEVİZYON REKLAMLARI
İLE YENİDEN ÜRETİMİ: GSM OPERATÖRLERİ REKLAMLARI İNCELEMESİ
GİRİŞ
GİRİŞ
Reklamların ortak amacı; belirli
bir ürünün tanıtımını yapmak ve hedef kitle müşterilerini, reklamı yapılan mal veya
hizmete yönlendirmektir. Reklam denildiğinde aklımıza ilk bunlar gelir:
Tanıtım ve tüketim.
Reklamın doğuşu ilk olarak M.Ö. 3000’li yıllara dayanmaktadır. O yıllarda tellalların kölelerini satmak için,
sokaklarda ellerinde bulunan kölelerin özellik ve becerilerini bağırarak
alıcılarına ulaşma çabaları ve Eski Mısır’da kaçak bir esiri bulana verilecek
olan ödülün papirüs üzerine yazıldığı ve bu papirüs ile aynı zamanda “esirlere
değer ve özellik kazandıran ilanlar”, reklamın tarihte ilk örnekleri olarak
kabul edilir. (Karabağ, 1998: 15)
Televizyon reklamları, popüler
yaşam tarzının en ince ayrıntısına kadar kurgulanıp düzenlendiği ve izleyiciye
yansıtıldığı reklam türleridir. Reklamlarda idealize edilmiş bir yaşamın
gösterilmesi, yaşam alanlarının ve yaşam pratiklerinin sunumu, insanların gerek
fiziksel gerekse davranış özellikleri ile istenilen, özenilen veya olması
gerektiğine inanılan biçimde yansıtılması yoluyla empoze edilen değerler
sadece ürünün tanıtımına hizmet etmemektedir. Temel anlamıyla bir mal veya hizmetin
tüketiciye sağlayacağı faydalar vurgulanıyor gibi görülse bu reklam türünün yan
anlamsal içeriğine dikkat edildiğinde, toplumsal cinsiyetin inşasında ve
mitlerin yeniden üretimindeki konumu gözler önüne çıkar. Televizyon reklamları
bu yolla toplumsal kimliğin kurulumuna ve 5000 yıldır hüküm süren ataerkil
ideolojinin yeniden üretilmesinde önemli bir rol oynar. İzleyiciye sunulan
sadece bir tanıtım aracı değil, mevcut düzenin ihtiyaç duyduğu birçok ideolojik
mesajı da içeren bir görsel malzemedir. Bu mesajlar oluşturulurken kullanılan
dil kuşkusuz sömürülmesi her zaman işe yarayan; ‘’kadın, erkek, çocuk, aile’’
gibi kavramları içerir ve bireylerin bu kavramlar içinde kendilerine biçilen
ideal rol tüm kitle iletişim araçları sayesinde görülebilir.
Ataerkil ideolojinin yeniden
oluşturulmasında ve yayılımında ve televizyon reklamları diğer kitle iletişim
araçlarına oranla daha büyük önem taşır. Televizyon reklamları daha çok kişiye
rahatlıkla ulaşabilir. Müzikleri, dramatik yapıları, sloganları gibi özellikleri
sayesinde daha fazla akılda kalır. Ayrıca reklamlar kısadır, birkaç dakika
içinde verilmek istenen mesaj hedef kitleye büyük bir profesyonellikle
ulaştırılır. Yetişkin bir kişi okuyacağı gazeteyi,dergi ve kitabı, izleyeceği
filmi yahut dinleyeceği radyo programını ve müzik türünü seçebilir. Ancak
televizyon izlerken maruz kalacağı reklam türünü ve miktarını belirleyemez.
Durum çocuklarda daha da korkutucudur. Zira anne babalar çocukların ne tür
programlar izleyeceğine müdahale etse de, her zaman eğlenceli gibi görünen
televizyon reklamları genelde bir sorun teşkil etmez gibi görülmekte ve
çocukların aklına uzun süreler kalacak toplumsal kodlar kazımaktadır.
Toplumsal
Cinsiyet Medya İlişkisi, Toplumsal Cinsiyetin Medya Yoluyla Üretimi:
Tarihin eski dönemlerinden
beri erkekler kadınlara hükmetmiştir. Erkeklerin kadınlara üstünlüğü önceleri
fiziksel yönden güçlü olmalarına dayandırılırken daha sonraları toplumlar
ortaya çıktıkça, kadınlar üzerindeki egemenlik sosyal gelenekler, yasalar,
dinler aracılığıyla meşru hale getirilmiştir (Marshall, 1997, s:9). Yaşamın her
alanı bunu rahatça gözlemleyebileceğimiz örneklerle doludur. Yaşam alanlarının
kullanımından atasözleri ve mitlere, genel ahlak kurallarından günlük yaşam
pratiklerine kadar her alan erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü altında
biçimlenmiştir. Bu durum hangi dönem olursa olsun dönemin egemen ideolojisi ve
dolayısıyla iktidarının kontrolünde, her koşulda kendini yeniden üreterek var
olmuş ve iktidara istediği alanları yaratmıştır.
İktidar, toplumsal yapıda,
toplumsal pratiklerin yaşama geçirilmesinde etkisini inşa etmek ve sürdürmek
için toplumsal cinsiyet ilişkilerinde erkeklere kendi sınırlarını üreten
belirli yollarla güç sağlar. Kadınların erkeklere bağımlı olduğunu varsayan ve
bunu güçlendiren bir toplumsal politikanın yanında, kültür aracılığıyla bu
düzen dayatılır. İktidarın meşru göstergesi olan otorite, toplumsal cinsiyeti
barındıran iktidar yapısında, erkeklikle ilişkilendirilen ana eksen olarak
tanımlanabilir. (Connell, 1998: 152)
Medya,
tüm organlarıyla birlikte özellikle de reklamlar yoluyla ataerkil ideolojinin
yeniden üretildiği, kadına ve erkeğe yönelik belli ve sınırlı sunumların yer
aldığı alanlardan biridir ve bu alanda çok başarılıdır. Reklamlarda yer alan
kadın ve erkek sunumlarının ataerkil ideoloji ve kapitalizmin temel
direği olan tüketim kültürünü birlikte yeniden üretildiği görülmektedir.
Toplumsal
cinsiyetin bireylere aktarımı ile ilgili Connell’ın tespiti çarpıcıdır:
‘’Toplumsal cinsiyet bir süreç içinde cinslere aktarılmaktadır. Toplumsal
cinsiyet rollerini kişinin hayata geçirmesi şu çerçevede gerçekleşmektedir:
rolün öğrenilmesi, toplumsallaşma, içselleştirme. Bu üçlü ilişkinin
devamını ve yeniden üretilmesini sağlayan da anne, baba, aile, öğretmenler, arkadaş
grupları ve medyadır.’’ (Connell, 1998: 79) Toplumsal cinsiyetin inşa
edilmesi ve sonrasında varlığını sürdürmesi, bireyin en yakın çevresinden
içselleştirerek öğrendikleriyle birlikte, hemen aynı oranda medyaya da
bağlıdır. Günümüzde belki de medyanın önemi diğer tüm faktörlerin önüne
geçmiştir. Zira bireyler artık medyayı masalarında, çantalarında, ceplerinde
taşımaktadır. Haberler, videolar, müzikler, klipler, gazeteler, dergiler,
kitaplar, makaleler, radyo programları ve tabi ki reklamlara erişim artık
bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar ve cep telefonları yoluyla çok daha kolay
ve ulaşılabilir olmuştur. Genç yaşta bu teknoloji ile tanışan birey diğer
faktörlerden bağımsız veya onlarla paralel bir şekilde ataerkil ideolojinin
mesajlarına maruz kalır ve bunları içselleştirebilir.
Giddens
medyanın toplumsal cinsiyet bağlamında etkisini şu sözlerle açıklar
: ‘’Erkek ve kadın “nasıl kadın ve erkek olunacağını” bu yolla
öğrenmekte ve içselleştirmektedir. Kitle iletişim araçlarının
yaşamlarımız üzerinde derin bir etkisi vardır. İletişim
araçları yalnızca eğlendirmez; gündelik yaşamımızda kullandığımız
bilginin büyük bölümünü sağlar ve bu bilgiyi
biçimlendirir’’ (Giddens; 2000: 421).
Medyanın en
temel işlevleri; insanları bilgilendirme, eğlendirme, haber verme ve
eğitimdir. Ancak medyanın sadece bu işlevleri olmadığını kabul etmek
gerekir. Medyanın sadece bir bilgi kaynağı olmadığı,
aynı zamanda aktardığı mesajlar aracılığı ile toplumun bireylerine
toplumsallaşma süreçlerinde, içinde bulundukları toplumun
değerlerini, normlarını, gelenek-göreneklerini, inançlarını, toplum
tarafından doğru kabul edilen davranış kalıplarını, değerlerini
hatırlattığı ve öğrettiği yadsınamaz bir gerçektir.
Televizyon
Reklamlarında Kullanılan Eril ve Dişil Modeller:
Roland Barthes’e göre her reklam
bir bildiridir ve reklamın bir çıkış kaynağı (piyasaya sürülen ve övülen
ürünün sahip olduğu firma), bir alış noktası (halk) ve bir aktarım kanalı
(yani reklam iletme aracı denilen şey) vardır. Aynı zamanda bir reklam içinde
iki bildiri taşır. Birinci bildiri - düz anlam: reklam amacından tam
olarak soyutlanarak sözcüklere sıkı sıkıya bağlı kalınarak anlanan şeydir ki
Barthes bunun pek de mümkün olmayacağını dile getirir. İkinci bildiri ise
reklamın yan anlam düzeyidir. Birinci bildiri, ikinci bildiriyi daha ustaca ve
daha ince bir biçimde doğal kılmaya yarar: İkinci bildiricinin çıkarcı
amacını, ileri sürdüğü savın nedensizliğini, göz korkutucu sertliğini
ortadan kaldırır. Her reklam, ürünü söyler, ama başka bir şey anlatır
(Barthes; 1999: 239-246)
Paczesny ise reklamı cinsellik ve
ihtirasla bağdaştırarak şöyle der : “Reklam medyatik çiftleşmenin bir
türüdür. Birine karşı tahrik uyandırır ve onu belirli bir ürüne sevk
eder” (Paczesny, 1985:474). Yani aslında reklam mesajları alıcı olarak
belirlenen hedef kitlenin kültürel ve toplumsal değerleri dikkate
alınarak, onların kabul edebileceği şekilde ve en önemlisi arzularını açığa
çıkarmaya uygun olarak hazırlanmaktadır.
Özellikle medya alanında
yoğun bir şekilde kullanılan göstergelerle topluma aktarılan mesajlarda
toplumsal cinsiyete dair kavramların ve eril-dişil modellerin yer aldığı göz
önünde bulundurulduğunda, reklam mesajlarının bireylerin toplumsal cinsiyet
kimliği gelişimi üzerinde büyük etkileri olduğunu söylemek
mümkündür.(Sabuncuoğlu, 2006: 10)
Kapitalizmin
yanında ataerkil düşünce ve davranış kalıpları ile şekillenen egemen ideoloji,
sürekli ihtiyaç duyduğu yeniden üretimi sağlamak için medyanın her
alanında varlığını hissettirir. Reklamlar, mesajları tüm detayları ile, kısa,
öz, eğlenceli ve akılda kalıcı şekilde verebildiğinden diğer medya araçlarından
ayrılan daha etkili ve özel bir alandır. Reklamın en önemli özelliği
genellemedir. İnsan tipleri, aile yapıları, yaşam alanları, kullanılan araçlar,
yaratılan rüyamsı atmosferler reklamların ortak özelleridir. Bu genellemeler
içinde eril-dişil roller de olmazsa olmazlardır. Ancak dikkat edilmesi gereken
nokta şudur ki reklamlarda eril rolleri mutlaka erkekler, dişil rolleri ise
mutlaka kadınlar üstlenmezler. Asıl olan yapılan işi kimin yaptığı değil o
rolün eril mi dişil mi olduğudur. Evinin duvarlarını boyayan bir kadın
gördüğümüzde, boyama işini erkekle bağdaştırdığımızdan kadını takdir eder,
hatta ‘’erkek gibi kadın’’ diye nitelendiririz, bulaşık yıkayan bir kadın
görüntüsü ise izleyene çok olağan gelecektir, zira bulaşık yıkamak dişil bir
roldür.
Erillik ve
dişilik modelleri için Baudrillard şöyle der: “Günümüzde kadınlar ve erkekler
giderek ayrım gözetmeksizin kendilerini bu iki kalıp içinde gösteriyor, ama
göstermeyi yapan karşıtlığın iki büyük terimi ise tersine, sadece
ayrımlarıyla geçerlik taşıyor. Bu iki model betimleyici değil; tüketimi
düzenliyorlar” (Baudrillard 1997:109).
Erkeklik ve kadınlık bunun bir
uzantısı olarak da aile kavramları ve bu kavramlara atfedilen roller arası
farklar aslında biyolojik farklılıklardan kaynaklı temellere dayanmaz. Erillik
ve dişilik modelleri ataerkil ideolojinin sürmesi ve üretilmesi için özenle
ayrıştırılmış ve birbirlerinin karşıtı gibi gösterilmektedir.
1972
yılında Weitzman’ın yaptığı araştırmada ortaya şöyle sonuç
çıkmıştır: okul öncesi çocuklar için en çok kullanılan kitaplardaki
toplumsal cinsiyet rolü çözümlemişler ve şöyle sonuçlara
ulaşmışlardır: “Erkekler, serüven türü uğraşlar ile bağımsızlık ve
güç gerektiren ev dışı etkinlikleri gerçekleştirmekteydiler. Kızlar
söz konusu olduğunda, edilgen ve çoğunlukla ev işleriyle
uğraşıyor olarak sergilemekteydiler. Kızlar, erkekler için yemek pişirip
temizlik yapar ya da onların dönüşünü beklerlerdi. Aynı şey öykü
kitaplarında bulunan yetişkin kadın ve erkekler içinde doğruydu. Eş ve
anne olmayan kadınlar, cadılar ya da periler gibi düşsel yaratıklardı.
Çözümlenen bütün kitaplarda, evi dışında mesleği olan hiçbir kadın
yoktu. Buna karşın, erkekler, savaşçı, polis, yargıç, kral vb. idiler
(Giddens; 2000: 101).
Çocukların zihinlerine daha okul
öncesi çağda toplumsal cinsiyet kodları kazınır. Çocuklar yetişkin bir kadın
veya erkek olduğunda da mesajlar devam edecektir. Örneğin kadınlara toplum
tarafından atfedilen en önemli sorumluluklardan biri; çevresindekilerin
duygusal gereksinimlerine kendininkilerden daha fazla önem vererek, ailesini
bir uyum içinde bir arada tutması gerekliliğidir. Aileyi bir arada tutmak
amacı ile kadınlar evde yemek yaparak, partiler yada tatiller organize ederler.
Ayrıca kadın öncelikle eşi, çocukları ve arkadaşları ile sık sık konuşarak
dertlerini dinlemelidir. Erkekler ise, toplumsallaşma süreçlerinde kendilerini
düşünmeyi öğrenirler. Bu bağlamda bu ve buna benzer özelliklerinin reklam
mesajlarında yer alan hem cinslerinde bulunduğunu gören bireyin bu reklamları
yadırgamadan alacağı söylenebilmektedir.( Sabuncuoğlu, 2006:132)
Kadına
ve erkeğe atfedilen roller ve özellikler üzerinde araştırmalar yapan
Williams ve Best toplam 25 ülkede yaptıkları araştırmalar sonucu çıkan
toplumsal cinsiyet stereotipi şu şekildedir: .( Sabuncuoğlu,
2006:84)
Tablo1-1:
Tabloda
belirtilen rol ve özellikler 25 ülkeden, yani farklı kültürden insanlar
tarafından kabul edilmiştir. Bu durum toplumsal cinsiyet
kavramının her yerde benzer şekilde kendini gösterir olduğunu ayrıca erkek ve
kadınlara biçilen rollerin tüm dünyada kabul gördüğünü açıklamaktadır. Bu kanıların
oluşması ve içselleştirilmesinin nedeninin toplumsal cinsiyet normlarının
toplumun bireyleri tarafından küçük yaşta aile, çevre, mitler ve medya yoluyla
öğrenilmesidir.
Tüketim
kültürü içinde kadın ve dişil rollerin kullanımının tarihi oldukça
eskidir. Kadın çoğunlukla bir arzu nesnesi ya da ev kadını tasvirleri
içinde sıkıştırılmıştır. Son zamanlarda ise buna yaşlı ve muhtaç kadın ve iş
kadını rolleri de eklenmiştir. Televizyon reklam filmlerinde
kadınlar daha çok ev içinde, çocuklarla ilgilenirken, yemek yaparken, bulaşık
yıkarken, güzelliğine ve kişisel bakımına özen gösterirken, komşularla sohbet
ederken, alışveriş yaparken, birilerine yardım ederken, fedakarlık yaparken,
özlerken, ağlarken vb. gösterilmektedir. Bu filmlerde kadınlar genelde edilgen,
kimi zaman da ulaşılması zor bir arzu nesnesi olarak gösterilmektedir.
Dilek&Ahmet
İmançer İletişim dergisinde yayınlanan Televizyon Reklamlarında Kadın
Sunumuna Özgü Klişeler adlı makalelerinde televizyon reklamalarında
görülen kadın tiplerini 4 kategoride incelemişlerdir.Bunlar:,gü zel,
çekici ve genç birey kadın klişesi ,evli ve anne kadın klişesi ,meslekli
kadın klişesi ,yaşlı kadın klişesi dir.(İmançer ve İmançer, 2002:5).
1.Güzel, çekici ve genç birey kadın
klişesi: Daha çok kozmetik ürünleri, şampuan, krem, tekstil
ürünleri reklamlarında kullanılırlar. Veya tanıtımı yapılan ürünün kullanımı
sonunda elde edilebilecek ulaşılmaz kadındır.
2.Evli ve anne kadın klişesi: Film boyunca genelde ev içinde gösterilen, çocuklarla
ilgilenen, ev işleri ve yemek yapan, duygusal, düşünceli, toparlayıcı ve
affedici, şefkatli bir şekilde gösterilen kadın tipidir. Temizlik ürünleri ,
sağlık ürünleri ve yiyecek-içeceklerle ürünleri reklamlarında sıklıkla görülür.
3.Meslekli kadın klişesi: Genellikle bir metropolde ve bir plazada çalışan, kendi
ayakları üzerinde duran bir model olarak gösterilir. Güçlüdür, istediğini almak
için çok çalışır, zekidir, engellerin onu durdurmasına izin vermez, azimlidir.
Ama yine de tüm bu özellikleri ile değil de güzelliği ile erkek meslektaşlarını
kendine hayran bırakır kadın meslektaşlarını ise kıskandırır
.
4.Yaşlı kadın klişesi: Yapacak çok fazla işi olmayan, ev içinde gösterilen,
kendinden küçüklere öğütler veren, ev işlerinde veya yemek tariflerinde
danışılan rolünde olan, çocuklarının ve/ veya torunlarının yolunu gözleyen,
karşılıksız ve katıksız seven fedakar anne rolüdür. Özellikle bayramlarda
sıklıkla kullanılır. Kimi zaman da margarin, bakliyat, deterjan gibi ürünlerin
reklamlarında tavsiye eden, bir sırrını veren rolündedir.
Yukarıdaki kategorilere göre incelenmek üzere kayıt
edilen 68 adet reklam spotunun 29 tanesinde güzel, çekici ve genç birey
kadın, 28 adet evli ve anne kadın, 5 adet yaşlı kadın, 6 adet de
çalışan, meslekli kadın olarak sunulmakta olduğu tespit edilmiştir. (İmançer
ve İmançer, 2002:5-6).
GSM
operatörleri reklam incelemeleri:
1. Reklam İncelemesi - Vodafone - Annenizi Akıllı Telefon
Sahibi Yapın
Reklam ‘’ aile spotu’’ yazısıyla başlar. Görüntü siyah
beyazdır, fonda duygusal ve yavaş bir müzik çalmaktadır bir yandan çocuğun
anneyle olan küçüklük fotoğrafları art arda akarken, bir yandan da dış ses
konuşur: ‘’Annen, o senin için o kadar çok şey yaptı ki. İlk adımları
birlikte attınız, tüm güzellikleri birlikte paylaştınız, okulun ilk günü
de oradaydı son günü de. Peki şimdi bu kadıncağız alış-veriş yaparken
(bir anda görüntü renklenir, müzik hızlanır eski fotoğrafların görüntüsünün
yerini annenin büyük bir markette arkadaşları ile alış-veriş
yaparken ki hali alır) cebinden en güzel yemeklerin tariflerine bakıp gerekli
malzemeleri ona göre almasın mı? Bu arada anne güzel ve gösterişli telefonuna
bakar çocuğundan mesaj gelmiştir. ‘’ ay revani istiyormuş, kıyamam’’ der.
Ürününün detayları ile reklam biter.
Reklam filminde ideal bir anne-çocuk ilişki modeli çizilir.
Aile spotu yazısıyla başlayan reklamda baba figürü ne gerçek hayatta ne de eski
fotoğraflarda 1 kez bile görülmez. Çocuğun sorumluluğu annenin ömür boyu görevi
olarak gösterilmektedir, zira çocuğun mesaj yoluyla revani isteğine de anne
kıyamaz ve yapacağının sinyallerini verir.
Anne de çocuğu tarafından kollanması gereken kişi, aslında
bir nevi alacaklı olarak gösterilir. Anneniz sizin için neler yapıyor şimdi de
sizin sıranız geldi çünkü ona karşı borçlusunuz mesajı açıkça
verilmektedir.
Anne günlük yaşamında diğer 2 kadın arkadaşı ile alış-veriş
yaparken görülmekte alış-verişin nedeni de yemek yapmak olarak
belirtilmektedir. Hem de güzel yemekler. Filmin bu bölümü de alış-verişin
kadının görevi olduğu, yemek yapmasının hem de en güzel yemeği yapmasının
gerekliliği vurgulanmaktadır, ayrıca bir anne çocuğunun istediği tatlıya da
büyük bir merhamet ve istekle olur demelidir.
2.
Reklam İncelemesi - Vodafone
- Cepte WiFi Herkesi Kendine Bağla Reklamı
Reklam bir kafenin genel
görünümüyle başlar güzel genç ve alımlı bir kadın kafenin içinde yürürken bir
erkek seni duyulur: ‘’
gel hayatım gel’’ Sonra başka bir masadaki erkek yanındaki erkek arkadaşına
dert yanar ‘’ abi şuna bak kızların görünce ülkeden göç ettiği adam en
güzellerini bağlamış’’ Bu esnada bahsi geçen diğer adam 5 güzel kadınla bir
masada oturmuş fotoğraf çekilmekte,sohbet, etmekte eğlenmektedir.
Masaya bir kadın daha gelir ancak yer olmadığından diğer kadınlardan biri
iter ‘’ pardon canım,şifre neydi bebişim’’ der. Paylaşılamayan adam
şifreyi söyler: ‘’ Yaz bebeğim 1973 kere maşallah’’ Kadın adamı çenesinden
tutar : ‘’ Ay ben sana bağlandım’’ der. Olayı izleyen iki erkek
kahramandan biri: ‘’ Oğlum kızlar ne buluyor bu adamda ya?’’ diğer adam
cevaplar: ‘’İnternet, adam cepte wifi almış herkesi kendine bağlıyor’’. İnternetli adam diğer iki adama döner’’ Gençler internet lazım mı?’’ Cevap
olumsuz olunca hadi kızlar dışarı çıkalım der ve anlaşılmayan bir şarkı
söyler. Şarkının sözlerini anlamayan ikili internet olsa bakardık der. Ürünün
detayları ile reklam biter.
Reklam filminde kadınlar erkeklerin
ödülü olarak sunulmuştur. Erkeklerin hiçbir ekstra özellik barındırmasına gerek
yoktur internetleri olması kafidir. Kadınların tek kriteri internet olarak
görülmektedir. Filmin başında kullanılan ‘’en güzellerini bağlamış’’ sözü
de kadınların söz hakkı olmadığını erkekler tarafından bağlanacak, ayarlanacak
ve kolaylıkla ikna edilebilecek basit varlıklar olduğu izlenimi
yaratmaktadır. Aslında çirkin olan adam sadece İnternet sayesinde 5 kadını
etrafına toplamış, kadınlar ona daha yakın olabilmek için yarış içine
girmiş ve diğer erkekler onu çok kıskanmıştır.
3.Reklam İncelelemesi- Turkcell- Akıllı
Kadınlar Kulübü Akıllı Telefon Kampanyası Reklamı
Reklam Mezdeke’nin bir şarkısı ile
başlamaktadır. 3 kadın kuaförde telefonlarına bakarak saçlarını
yıkatmaktadırlar yüzlerinde abartılı bir şaşkınlık ifadesi vardır, başka bir
kadın manavda alışveriş yaparken yine bir elinde telefon ve şaşkınlık ifadesi
ile görülür, sonra kuaförde sacını kurutan bir kadın daha aynı şeklide
görülür.Daha sonra ev içinde 50 yaşlarında 5 kadın gün yaparken görülür,
kadınlardan biri telefonuna bakar ve bir mesaj görür’’ Yiyerek de zayıflayabilirsiniz’’
5 kadın hem şaşırır hem de sevinerek masadaki yiyecekleri yemeğe başlar.
Manavdaki kadına bir mesaj gelir, arkadaşları tatilden bir fotoğraf yollamıştır, üzülür. Kuaförde saçlarını kurutan kadın ise telefondan heyecanla
oyun oynamaktadır.Daha önce gün sahnesinde görülen kadınlardan biri konuşmaya
başlar: ‘’ Ay akıllı telefonlara geçince bir rahatladık vallahi ne
yapacağımızı şaşırdık’’ Daha sonra ürünün detayları verilir ve bu esnada
kadınlar telefonlarıyla bütünleşmiş şekilde bir birlerine bir şeyler gösterirken
görülür.
Reklam filiminde klasik kadın
rolleri çizilir. Kadınlar alış-veriş gibi, yemek gibi görece basit işleri
yapmalı,sık sık kuaföre gitmeli bakımlarına özen göstermelidir. Kadınlar
günlerde bir araya gelmekte ve yapılan güzel pasta ve böreklerden iştahla
yemektedirler. Burada da kadınlar sanki daha değerli bir şey yapamazlarmış ait
oldukları yer evleri ve uygun olan sosyalleşme yolu da bu tarz arkadaşlık
biçimiymiş gibi gösterilmektedir. Kadınların hiçbiri üretime katkıda bulunmaz
tüm kadınlar tüketir imajı yaratılmıştır. Bu reklamda kadınlar sadece
alış-veriş yaparak veya kuaförde bakım yaptırarak para harcayan,
tatile giderek arkadaşlarını kıskandıran, günlerde pasta börek yiyen, cep
telefonundan oyun oynayan, önemsiz işlerle uğraşan kişiler olarak
gösterilmiştir.
4.Reklam İncelemesi - Turkcell- Akıllı Kadınlar Kulübü
Her Zaman Yanınızda Reklamı:
Reklam duygusal bir müzik ve atmosfer eşliğinde bir
mutfakta başlar. Mutfakta biri genç biri yaşlı 2 kadın vardır. Yemek yapmaya
çalışıyorlardır. Yaşlı olan konuşur : ‘’ Bak kızım aile bütçesi yapmak
aynı yemek yapmak gibi. Elinde ne var ne yok iyi bileceksin. (bu esnada nohudu süzgeçten geçirir) Önce yarını düşünüp birazını ayıracaksın.(bu esnada bir poşet nohudu buzluğa koyar) her durumda yetirmeye çalış e mi güzel kızım. Bu arada
kendini de ihmal etme. (bir turşu verir) Ama bütçeni yaparken herkesi memnun
etmenin bir yolunu bulacaksın güzel kızım. Bulacaksın ki yuvanın bereketi,
huzuru hiç eksik olmasın.’’ Genç kız tüm konuşmaları huzurla ve
yüzünde bir tebessümle dinler ilk ve son olarak
konuşur. ‘’Anneciğim’’. Dış ses devreye girer ‘’ evinin her ihtiyacını
düşünen kadınlarımıza bir destek de akıllı kadınlar kulübünden. Ürünün
detayları verilir reklam son bulur.
Reklam filminde annelik ve ev
hanımı rolleri açıkça verilmiştir. Anneler kızlarına yemek yapmayı öğretirken,
aile bütçesi yapmasını, herkesi memnun etmesini, yarını düşünmesini,
elindekiyle yetinmesini bunları yaparken de kendini ihmal
etmemesini öğütlemiştir. Ailenin tüm saadeti kadının elindedir. Kadın
tutumlu, uyumlu, becerikli,tatminkar olacak bir yandan da güzel olacaktır ki
ailenin huzuru kaçmasın. Bu reklamda da ısrarla aile kavramından bahsedilirken
kadınlar ev içinde ev işleri ile meşgulken görüntülenmiş ve hiçbir erkek görülmemiştir.
5.Reklam İncelemesi- Avea- Avealı Olmayanlara Çok
Yükleniyorlar Reklamı
Reklam bir kadın ve erkeğin el ele
yürümesiyle başlar, çift bir çiçekçinin önünden geçerken erkek bir anda durur
ve sevgilisine bir çiçek alır. Erkek çiçekçiye sorar ‘’ Ne kadar?’’
Çiçekçi yanıtlar’’ 10 TL ‘’ Erkek parayı çıkarana kadar kız parayı
öder. Erkek kızar: ‘’ Niye böyle bir şey yaptın’’ Kadın da
alttan alarak :’’ Tatlım sen almış kadar oldun’’ . Erkek yine sorar :‘’ Niye
böyle bir şey yaptın kırk yılın başı bir çiçek almışım benim ödemem lazım’’.
Kadın: ‘’ Tatlım senin masrafların çok ağır der. Erkek: ‘’Şu anda burada
erkek olan benim’’ . Kadın: ‘’ Hayatım sana çok yükleniyorlar. Ürün
tanıtımı ile reklam son bulur.
Reklam filiminde klasik kadın erkek
ilişkisi rolleri görülmektedir. Çiçeği erkek alır, parayı erkek öder. Normal
olan budur, kadın bunu bekler, erkek de aksinden rahatsız olur. Cebinde parası
olmayan erkek yanındaki kadına rezil olacak aciz duruma düşecektir.
Sonuç:
İnsan dünyaya geldiği anda toplumun
bir parçası haline gelir. Toplumsal cinsiyet ise o daha dünyaya gelmeden
önce çalışmaya başlamıştır bile. Cinsiyeti belli olur olmaz o cinsiyetle
özdeşleştirilen renklerde kıyafetler ve oyuncaklar alınır doğmamış bebeğe. Kız
ise odası pembeye, erkek ise maviye bürünür. Daha bebek ana karnındayken bu
kadar etkili olan bu düşünce ve davranış yapısının, bireyi ömrünün sonuna
kadar rahat bırakmayacağı aşikardır.
Birey toplumsallaşma süreci ile
birlikte kendi için biçilen rolleri anlamaya başlar. Aile ,okul ve arkadaşlar
bu alanda önemlidir ancak medyanın önemi günümüzdeki teknolojik gelişimlerle
birlikte belki de ilk sırayı almıştır. Reklamların mesaj iletmede en önemli
medya aracı olduğu düşünüldüğünde, gerek toplumsal cinsiyetin yeniden inşasında
gerekse ataerkil ideolojinin üretilmesi ve yayılmasında ne denli kilit bir rol
oynadığı tartışılamaz.
Reklamlarda karşılaştığımız kadın
ve erkek rolleri toplumun bu cinsiyetler için biçtiği rollerden hiç de farklı
değildir. Reklamın etkili olması, tüketiciye hoş görünmesi ve tüketicinin de
ürünü içselleştirmesi ancak bu yolla mümkündür. Reklamlarda kadınlar ev içi işleri yapan, aileyi bir arada tutan, cefakar, vefalı, merhametli, düşünceli
olarak ya da erkeğe bir ödül gibi sunulan, nesneleştirilmiş şekilde sunulan bir
varlık olarak gösterilmektedir. Erkek ise parayı, gücü, kudreti elinde tutar,
ataerkil ideoloji sayesinde kadını edilgenleştirmektedir.
Kutsal aile miti ile, anne, baba ve
çocuğun hatta kimi zaman büyük-baba ve büyük-annenin de nasıl yaşaması gerektiği, hangi alanlara ilgi duyabileceği, görevleri ve sorumlulukları ve
hatta duygusal yapısına kadar reklamlar aracılığı ile gösterilmekte ve alıcısı
tarafından içselleştirmektedir.
Reklamların; satıcı ile alıcı
arasında bir köprü işlevi görme, bilgilendirme, tüketicinin alışkanlıklarında
değişiklik yaratma, ürüne değer katma gibi fonksiyonlarının yanında,
Barthes’ın bahsettiği şekliyle yan anlamsal düzeyde reklamlar egemen olan
ataerkil ideolojinin de açıkça sözcülüğünü yapmaktadır.
Emre Nesli
Mersin Üniversitesi
İletişim Fakültesi
Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü
Yüksek Lisans Programı
Toplumsal Cinsiyet ve Medya Dersiİletişim Fakültesi
Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü
Yüksek Lisans Programı
12.2014, Mersin
KAYNAKÇA
Karabağ,A. (1998). Reklamcılığa Yeni Bir Bakış, İstanbul, Akba
Yayıncılık
Barthes R. (1999), Göstergebilimsel Serüven,
(Çev: Mehmet Rıfat, Sema Rıfat), İstanbul: Kaf Yayıncılık
Giddens, A. (2000), Sosyoloji (Yayına
Hazırlayanlar: Hüseyin Özel, Cemal Güzel), Ankara:Ayraç Yayınevi.
Sabuncuoğlu, A. (2006), Televizyon Reklamlarında
Toplumsal Cinsiyet, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, İzmir.
Marshall, T. (1997), Hükmeden Erkek Boyun Eğen
Kadın, Gülden Şen (Çev.), İstanbul: Altın Yayınları.
Connell, R. W. (1998), Toplumsal Cinsiyet ve İktidar,
Cem Soydemir (Çev.), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.)
Baudillard J. (1997), Tüketim Toplumu, Hazal
Deliceçaylı/Ferda Keskin (Çev.), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.)
Paczeskny, R. (1985). “Was ist geheim an der
Verführung? Strategien, Techniken und Materialität der Werbung”. In:
Gumbrecht, H. U.; Pfeifer, K. L., Materialität der Kommunikation.
Frankfurt/M
İmançer, D., İmançer A.,Televizyon Reklamlarında Kadın
Sunumuna Özgü Klişeler (2002) Erişim tarihi: 28.12.2014, http://www.iletisimdergisi.gazi.edu.tr/arsiv/15.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder